Gülcin Demirci Siirleri
******Benim Cocuklugumda******Benim Çocukluğumda
Saban vardı dedemin elinde,
Tarla başındaydı,torun sırtında ninem de,
Ambarlar buğday, tel dolaplarda erzaklar
Hep dedemle sarı öküzün ürünüydü,
Sepetler taşar, avluda sohbetler içinde paylaşımdaydılar.
Şimdi her köyüme gittiğimde,
O günleri ararım, nadasa bırakılmış tarlalarda..
Traktörler alınmış, garajlarda arabalar
Ne sarı öküz kalmış,ne kara kızdan eser var…
Traktöre mozot alamaz, tarlaya gübre,
Biz ucuz veririz dediler, işimize geldi de…
Mezarından başını dedem,ninem dikse de,,,
Onlar kimin umurunda, bu devirde…
Kadınlar pembe diziler başında, kapıda hazır ekmekler,
Bu gün Ayşe’deler,yarın Fatma’nın günü var
Adım başı kahvehaneler,gelsin laklaklar
Sizce bu beyler burada ne kazanırlar?
Küçücük çocukların ellerinde cepler…
Üretimsiz eğitime hazırlanırlar..
Üretim bitmişse bağda, bahçede, tarlada,
Topraklı da alıyorsa yoğurdunu bakkaldan,
Yitirmişse onurunu,utanmıyorsa sadakadan,
Uyanmalıyız artık bunda bir yanlış var.
Üretmeden tüketmeye özendik, özendirildik,
Hazırcı hayatı biz çok sevdik,
Bir elimde ayna,umurumda mı dünya.
Unuttuk düşünmeyi, …gerek yok sorgulama!
İşlemiyor demir, paslandık
Söylenen her masala inandık,
Atamız göstermişti yolu,saptık,
Dünya onu anladı, biz anlamadık
O dünyayı aldı karşısına,biz başımızı eğdik..
Şimdi kimliğimizi de, noktalar uğruna sattık
“Türk Milleti Çalışkandır” hani ya ne kazandık?
Dedemin kazanımlarını da sattık…
Borçlar yine bitmedi,krizlerde kaldık…
Şikayetle çözüm olmuyor,
Bir yerden yeniden, yeniden deyip başlamak gerek....
Uyanmak gerek, sorgulamak gerek, güvenmek gerek,
Korku neyimize ki, amaç uğruna ölmek gerek…
Türk milletine Özgürlük ve Bağımsızlık gerek…
Onurlu yaşamaktır özümüz, özümüze dönmek gerek…
13 / 12/ 2008
Gülcin Demirci
*****Sen,Ben misin? ****
Paydaşım!
Ama bunlardan kurtulmak ta mümkün oldu.
İnsanın neyi ne kadar istediği önemli...
Hayat tek ve kısa.
Kişiye özel,
Güzelleştirdiğin kadar güzel,
Gücün,iraden ölçüsünde özel…
Sahiplenirsen senin..
Sahiplenmezsen seni kullananların…
Tabii bütün bunlar için,
Deli olmak lazım…
Düzen kolay bozulmaz,
Herkes deli olamaz,
Tercihlerimiz ne ise,
Bürünürüz rolüne,
Canı kotarmak için,
Deli olmak lazım…
Var mısın Deliliğe…
Özünde özgürlüğe…
30/ 09 / 2008
Gülcin Demirci
*****Sakla Kendini*****
Çocuk olmak istemiştim,
Biran..
Kurtarıp aklımı bütün duyarlılıklardan…
Biraz muzur,
Biraz gayri ciddi,
Sataşmaktı niyetim çocukça…
Gölgende oyunlar kurmak istemiştim,
Arsızca …
Belki doyamadığımdan,
Çok özlediğimden,
Ağlayamadığımdan ilgisizliğe…
Çocukça…
Belki de beklentilerin ulaşılmazlığında.
Bulamadığımdan…
Belki de hayatın tonlarca ağırlığını unutmaktı…
Koyup bir kenara mantığımı ve duyarlılığımı
Soyutlanmaktı gerçeklikten…
Bir anlığına da olsa satmaktı…
Almadılar…
Sense,
Ellerin tersiyle,yüreğime çarptın,
Anlaşılamamanın can kanatıcı, neşterini
Tırtiklı bir ok gibi…
Çocukluğuma sapladın..
Çıkarsam daha da kanatır,
Çıkarmasam fazlalığımdır…
Sen kanatan yürek,
Kanadığımı hisseder misin diye sorma..
Çözümsüzlüğüne çözüm,
Vazgeçmektir en kolayından..
Şimdi sus, susabilirsen
Ve sakla kendini,
Güzel yüzün ardına
Bir daha çıkma…
19-9-2008
Gülcin Demirci
******CANIM BABAM******
Kavgayı öğrenmeliydim oysa.Hakaret etmeyi de yeri geldiğinde.
Hayat senin altın kurallarından ibaret değilmiş baba.
Sahteciliği de öğretmeliydin bana.İncinmemeyi de,beklememeyi de, kendi önceliğini başkasına vermemeyi de öğretmeliydin bana.
Önce ben demeyi de.Ve umursamaz olmayı da.
En çok engellenmek gerer beni sen bilmemem bilir misin?
Çünkü sen beni hiç engellemedin.
Çocukluğumun özgür irademle geliştiğini, engellendiğimde kaldıramayacağımı da söylemedin.
Yalanı da öğretmeliydin bana.
Zorda kaldığımda örneğin kolayca söyleyip,yalanı sürdürebilmeyi de.
Yalan söylemek ne zor baba.
Hani bir iki denedim de,önceki söylediğimi 2 dakika sonra unuttum, yada yalanın devamını kekeleyerek getirdim.
Yalanım hemen ortaya çıktı baba.Ama yalan okumayı bu arada iyi keşfettim.
Ama hiç kimseyi de bozmadım,içimden güldüm.Ve ona bir daha asla inanmadım baba.
İşte baba beni kandırdın niyetin iyi örnek iyi insan yetiştirmek olsa da.
Ben tüm insanları seni algılar gibi algıladım.
Gerçi çokta yüklenmeyeyim sana,çoğu olmasa da ara sıra da yanıldım.
Ama en çok da aşık olduklarım yanılttı beni.bir-iki.
Ya da ben onlarda seni aradım,ben yanilmışım.Sen bulunmazsın.
Şimdi geldim sana, sakalların pamuklaşmış bu kez,kahkahalarını nereye sattın bugün.
Hani muzipliğin? O bembeyaz ellerine neden çiller kondurdun.
Neden her yıkamada kremlediğin ellerinde haritalar çizili.
Bu çizgilerde ben hangisiyim baba?
Ne güzel yakışırmış beyaz kasket sana.Hala şık dolaşıyosun bakıyorumda.
Ama yakışmamış o baston sana, nerden çıktı baba bu baston?
Devrek bastonu olsa da.
Hani sen çok güçlüydün baba?
Sulu gözüm derken hep bana,şimdi o bal gözlerdeki seller nereye…
Acın büyük biliyorum, insanın acıyınca içi,sulu göz olunuyormuş demek ki.
Yıllarca gözbebeğin olan çok sevdiğin yeğenini saklamak koydu sana değil mi?
Yoksa beni mi düşünüyorsun hala, benim yokluğumda ne yapar diye.
Yeğenin senin görevini üstleniyordu ya..
Ah baba ne sırlarımız var bir bilsen onunla..
Ya baba ben ne yapayım, ben ne yapayımmmmmmmm.
Ben ona veda bile edemedim..
Ah babam can babam,canım babam..canım babaaaaaaaaaaaammmmm.
Sen de gideceksin diye bütün endişem.Sen daha gitme babam..
Sen sakın gitme babam…
Bir sana doyumsuzum sana babam.
Ne yaparsan yap,kızarsan kızzzzzzz… bu gece çocukluğumdaki ben olacağım.
Ve sana sarılıp uyuyacağım.
Ya bir daha olmazsa fırsatım?
Yeğeninin aldığı tavşanımı da yanıma alacağım,deprem gecesinde olduğu gibi…
O zaman da ona sarılmıştım daha 5 yaşındaydım.
Tavşanımı da o gün almıştı bana.
Bu gece senle uyuyacağım.
Kızsan da bilirim sen asla beni incitmezsin.
24/01/ 2009
Gülcin Demirci